softfashionn etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
softfashionn etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Temmuz 2015 Pazartesi

ESSENCE PURE SKİN SİVİLCE KARŞITI PUDRALI TONİK

Herkese merhabalar :)
Bugün sizlere essence markasının bu pudralı toniğinden bahsetmek istedim.Bayram öncesi Gratis indirimi için gittiğimde görüp denemekten ne çıkar ki diyerek aldım bu toniği.Pudralı olduğunu görünce aklım kalmıştı.Çünkü nedenini bilmediğim bir şekilde aslında yağlanmayan T bölgem yaz gelince bir anda yağlanmaya başladı.Pudralı bir ürün işe yarar diye düşündüm.
Ayrıca benim burun bölgemde ciddi bir siyah nokta problemim var.Yağlanma olunca siyah noktalar iyice belirginleşti ve çılgına dönmeme yetti bu olay .
Neyse asıl konuya gelelim artık :)


Bu tonik fotoğrafta gördüğünüz gibi sivilce ve siyah noktalarla savaştığını söylüyor.Aynı zamanda cildi de matlaştırıyormuş dediğine göre.
Peki bu vaat ettikleri doğru mu ? Evet ,ben denedim doğruluyorum :)
Kullandığım an yüzümde temizlik hissi oluyor.Bazı tonikler yapış yapış bir his verir ben bundan hiç hoşlanmam.Bu konuda gözüme girdi.
Cildi matlaştırdığı konusunda da büyük ölçüde işe yaradığını söyleyebilirim.Ayrıca siyah noktalarımın da görünümünde azalma oldu.

Ben bu ürünü yüzümü yıkama jelimle iyice yıkadıktan sonra kullanıyorum.Tabi içinde pudra olduğu için şişeyi iyice çalkalamanız gerekiyor köpürene kadar.
Ben uygun fiyatıyla  almanızı tavsiye ederim.Hem uygun fiyatlı hem de gerçekten güzel bir ürün.Anlaşılan Essence yine harikalar yaratmış :)
Aranızda kullananlarınız var mı?Yorumlarınızı bekliyorum.
Görüşmek üzere :)


6 Aralık 2013 Cuma

Ne Okudum ?

Bugün sizlerle elimden düşürmeden okuduğum bir Dan Brown kitabından bahsetmek istiyorum.
Hangi kitap dediğinizi duyar gibiyim :)
Çok fazla kişiye adından bahsettiren,pek çok kişinin okuduğu,harika bir kitap olan ''Cehennem'' tabi ki.
Cehennem 

Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır... 

.. Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion’unda ve kulağını yere daya, dinle suyun şırıltısını. 

Batık sarayın derinliklerine in, orada, karanlığın içinde bekler khtonik canavar kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün ki yansıtmaz yıldızları... 
Kitapla ilgili tanıtım bu şekilde.Benim fikirlerime gelecek olursak:
Öncelikle söylemem gerekir ki kitapta İstanbul'a da fazlasıyla yer veriliyor.
Kitapta birçok ünlü sanatsal metin ve eserden ilham alınmış ve birçoğunun da ismi geçiyor.Örek vermem gerekirse Boticelli'nin La Mappe de'll İnferno (Cehennemin Haritası)su, Dante'nin İlahi Komedya'sı .
Profesör Langdon gözlerini hastanede son birkaç gününü unutmuş bir şekilde gözlerini açıyor.Kafasına kurşun yediğini öğrenyor,gözlerinin önünde bir doktor öldürülüyor ve esas kızımız doktor Sienna biricik profesörümüzü kaçırıyor.
Evet olayların başlangıç noktası bu.Sienna ve Langdon un tanışması diyebilirim.
Kitap Floransa sokaklarında başlayıp Venedik'e doğru uzanıyor.Ve nerde bitiyor dersiniz? Tabi ki İstanbul...
Kitapta anlatılan konuysa insan nüfusunun giderek kontrolsüzce artması aslında.Evet en basit şekilde konu bu.
Ve bu nüfus artışından endişelenen genetik bilimci Zobrist olaya el atıyor ve bir virüs yaymaya karar veriyor.
Eeee ben daha fazla anlatırsam kitab okumanız için bir neden kalmaz öyle değil mi?O yüzden benden bu kadar.
Eğer bir Dan Brown hayranıysanız ya da en azından bu tarz kitapları okumayı seviyorsanız okumanız gerek diye düşünüyorum.Ben okudum ve inanın vakit kaybı diyerek pişman olmadım.Ve gerçekten elimden de düşürmedim :)
Aranızda okuyanlar varsa yorumlarınızı bekliyorum.Kitapta İstanbul la ilgili geçen bir bölümü sizinle paylaşarak yazımı sonlandırıyorum :)
‘’Burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi: Dindarlarla laikler ;eskiyle yeni ; Doğu ’yla Batı… Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu ebedi şehir Eski dünya’dan daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü. İstanbul.’’

22 Kasım 2013 Cuma

Bordo Ruj Modası

Uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar.
Vizeler falan derken uzun bir zamandır ilgilenemedim blogumla bu yüzden hepinizden özür diliyorum.
Evet gelelim bugün sizlerle ne paylaşacağıma .
Uzun zamandır bordo ruj çok moda biliyorsunuz ki.Bugün bordo ruju nasıl kullanmalıyız bu konu hakkında size ufak birşeyler söylemek istiyorum.
Yaptığım araştırmaya göre bordo renkte bir ruj beğendiyseniz önce bunu dudağınızda denemelisiniz.Çünkü bu renkteki rujların dudağınızda rengini değiştirme gibi bir riski var.Yani dudağınıza sürün ve bir süre bekleyin.
Eğer bordo ruj kullandıysanız göz makyajınız geri planda olmalı.Aksi takdirde hem dudaklarınız hem gözleriniz dikkat çekecek ve bu çok göz yorucu bir durum halini alacaktır.Aynı zamanda hiç hoş bir görüntü de ortaya çıkmıyor benden söylemesi :)
Peki hangi ten rengine ne ton bordo ruj ?
Yine yaptığım araştırmadan elde ettiğim sonuç şu :
Beyaz tenliyseniz kırmızının bordoya yakın ve mat tonlarını,
Esmerseniz vişne çürükleri ve kopkoyu bordoları kullanabilirsiniz.
Kıyafete gelince...Seçtiğiniz kıyafetin olabildiğince sade ve sakin olmasına dikkat edin.
Aksesuarlarınız ise olabildiğince küçük,göz yormayan parçalar olmalı.
Evet benim size tavsiyelerim bunlar.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Kendinize iyi bakın :)





17 Ekim 2013 Perşembe

Stil Konuğu: Jessica Alba

Uzun bir aradan sonra merhabalar :)
Malum bayram oradan oraya gitmekten  şehir değiştirip durmaktan bloguma pek vakit ayıramadım ne yazık ki .
Ben de dedim ki ne zamandır stil yazısı yazmıyorum.Ve bugünün stil konuğunu Jessica Alba olarak seçtim.
Öncelikle söylemeliyim ki bu bayanın fiziğine hastayım.Güzel fiziğiyle ne giyse kendine yakıştırıyor.
Günlük yaşamda rahat giyinmeyi tercih ediyor.
Ceketlerinden asla vazgeçmediğini biraz araştırma yaptıktan sonra fark etmemek imkansız.
Bu arada şallarından asla vazgeçmiyor.
Ayakkabı olarak babet,sandalet,dolgu topuklar ve botları tercih ediyor.
Bu arada o kadar doğal ki neredeyse hiç makyaj yapmıyor.


Rahatına düşkün demiştim sanırım.Genelde bol kotları tercih etmesinden de anlayabilirsiniz bunu.Ayrıca pantolonların paçalarını kıvırarak da bolca kullanıyor.

Peki bu güzel bayan davetlerde,galalarda neler giyiyor bir de buna kısaca bakalım:


Ben saks mavisi olan elbisesine gerçekten bayıldım.Tam anlamıyla harika bir elbise.
Sizi bilmem ama ben Jessica Alba'nın stilini gerçekten beğenenlerdenim.
Siz nasıl buldunuz bu güzel bayanı?
Yorumlarınızı bekliyorum.Kendinize iyi bakın :)








7 Ekim 2013 Pazartesi

2013 Sonbahar-Kış

Soğuk bir günden hepinize merhaba.
Ne kadar hasta olmamak için çabalasam da grip olmayı başardım beni kutlayın a dostlar :)
Bugün size sezonun trendlerinden birazcık bahsetmek istiyorum.Kışın çarçabuk gelmesiyle hepimizin dengesi alt üst oldu biliyorum.
Peki bu sonbahar/kış sezonu neler giymeli?
  • EKOSE

Ekose tekrar moda oldu. hepimizin dolabında en azından bir tane ekose desenli gömleğimiz vardır diye tahmin ediyorum.
Ama bu defa  paltolarda da ekose desenini görüyoruz.Birkaç örnek göstermem gerekirse :
  • Siyah,gri,mor,bordo,gri renkleri bu sezon bolca kullanacağımız renkler.

  • Etek kazak kombinlerini de bol bol görücez araştırmalarıma göre.




  • Clutch ları çok severim.Bu kış clutchları bol bol kullanıcaz modaya bakarsak :)Sizin için seçtiğim modeller için aşağıya bakmaya devam edin :)


Özellikle bu kırmızı clutch beni benden aldı diyebilirim gerçekten çok harika.Sizce?





2013-2014 sonbahar-kış ayakkabı modellerini de iyice araştırıp başka bir yazımda sizlerle paylaşmayı düşünüyorum.
Sizler ne düşünüyorsunuz bu sonbaharın modası hakkında?
Yorumlarınızı,sorularınızı bekliyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.Kendinize iyi bakın :)


27 Eylül 2013 Cuma

Kombinler#5

Herkese merhabalarrrr !!
Havalar malum soğumaya başladı.Hele ki Kütahya da sabahları ve akşamları donabilme ihtimalim var :)
Ben de sizlerle yazlık kombinleri bir kenara bırakarak yeni kombinler yazıları hazırlamaya başlıyorum.
Peki bakalım neymiş bunlar :






Evet şimdilik sizin için seçtiklerim bu kadar.
Nasıl buldunuz bakalım seçtiklerimi?
Umarım beğenirsiniz.
Yorumlarınızı benden esirgemeyin.
Kendinize iyi bakın :)

9 Eylül 2013 Pazartesi

Kombinler #4

Selamlar herkese.
Birkaç gündür sadece mim yazıları yazdım.Pek zamanım kalmıyor malum okullar açılıyor ve benim toparlanmam gerek.Şehir değiştirmek kolay değil.
Bugün kolaya kaçıp sizlerle bir kombin yazısı paylaşayım dedim :D
Gelelim sizin için seçtiklerime :















Umarım seçtiklerimi beğenirsiniz ve ilham alır kendiniz de kombinler yaparsınız.
Yorumlarınız sorularınız olursa yorum yapın mail atın çekinmeyin. :)
Kendinize iyi bakınn :)